Sakal ve bıyık yüzdeki estetik görünümü sağlamada ve yaşam tarzında belirleyici etkenlerden birisi olduğundan erkeklerin psikolojisi üzerinde önemli bir yere sahiptir.
Sakalların sıklığı ve kalitesini etkileyen birçok etken vardır.Bunların başında genetik yapıdan kaynaklanan hormanal dengeler gelir.Erkeklik hormunu testesteronun eksikliği sebebiyle seyrek sakallılık durumu ve sakal kaybı ortaya çıkmaktadır.Genetik yapıdan kaynaklanan ama hormonlarla ilgisi olmayan diğer durum ise hiç sakal çıkmama (köselik) ve yetersiz sakal çıkmasıdır.Ayrıca bazı cilt hastalıkları,ilaç kullanımı,yaralanmalar ve yanıklar gibi diğer sebeplerle de sakallar kaybedilebilir.Tüm bu sebeplerden dolayı sakallarda başlayan dökülmeler kalıcı etkiler gösterebilirken sakal köklerinin tümüyle zarar görüp kaybedilmesi durumları bu bölgelerde sakalların bir daha çıkmamasına neden olur.
Teknolojinin ilerlemesi ve tıp alanında her geçen gün gelişen yöntemlerle saç ekiminin kolayca yapılabildiği günümüzde bıyık ve sakal ekimi de aynı şekilde kolayca yapılmaktadır.Sakal ve bıyık ekimi erkeklerde hormonların gerekli düzeye eriştiği 20 -22 yaşları arasından itibaren yapılmalıdır.
Sakal ve Bıyık Ekimi
Sakal ekimi yapılırken kıl kökleri öncelikle mümkün olduğu kadar sakal bölgesinden toplanmalıdır.Çünkü greftler seçilirken tekli kıl kökleri alındığından ve bu bölgeden alınan kıl kökleri her zaman bu özellikte olduğundan sakal bölgesi başta tercih edilmektedir.Burada greftler boyun,elmacık kemiği ve çene altındaki gereksiz kıllardan seçilip alınır.Sakal bölgesinde kıl kökleri yetersiz olduğu durumda ise boyun kısmı yani ense, nakil için en kaliteli greftlere sahip olduğundan donör bölge olarak kabul edilir ve tekli kıl kökleri titizlikle toplanır.Buna dikkat edilmeyip birden fazla kök kullanılma durumlarında ise doğal görünüm tam olarak sağlanamayabilir.Bu konuda da uzmanlarımız gereken hassasiyeti göstermektedir.Göğüs gibi vücudun diğer kısımlarından da kıl kökleri alınıp ekilebilir.Ama saç ekiminde olduğu gibi uyumsuzluk olabileceğinden bıyık ve sakal ekiminde de biz bunu tavsiye etmiyoruz.
Gerekli testler yapıldıktan sonra kişi operasyon için uygunsa lokal anestezi sonrasında acı hissedilmeden donör bölgeden tek tek toplanan greftler Fue veya Choi/DHI yöntemiyle istenilen yere bekletilmeden doğru açılar ve yönleri belirlenerek tek tek ekilir.Açılan kanallarda 0,6 – 0,8 mm’lik uçlar kullanıldığı için ciltte kesikler oluşmaz; dolayısıyla yaralar olmaz.Sadece uçların yüzde açtığı çok küçük delikler sebebiyle bu alanlarda küçük kan pıhtılarının oluşturduğu kızarıklıar oluşur ve bunlar bir hafta içinde kaybolmaktadır.
Sakal ve bıyık ekimi işlemi ekilecek greft sayısına göre 4 ile 6 saat arasında gerçekleşir. Sakalın hiç olmadığı kişilerde 1000 ile 3000 arası greft ekimi istenilen görünümün sağlanabilmesi için yeterlidir.
Operasyondan hemen sonra kişi normal günlük aktivitelerine dönebilir.Ancak ekim işleminden sonra sakal bölgesinin bir iki gün yıkanmaması gerekmektedir.Açılan küçük deliklerin oluşturduğu kırmızı kabuklanmaların tamamen iyileşme sürecinde de sakalların kesilmemesi gerekmektedir.Ayrıca kolonya , parfüm , tıraş losyonu gibi kimyasal maddeler de kullanılmamalıdır.
Saç ekiminde olduğu gibi sakal ekiminden sonra da 2 hafta içerisinde şok dökülme yaşanır.Geçici olan bu dökülme evresinden sonra sakallar 4 – 8 ay içerisinde tamamen kalıcı olarak çıkmakta ve doğal görünüme kavuşulmaktadır.